Aksaray’da 40 yıldır anahtar sektöründe hizmet veren Serkan Bora bu mesleğin ailesinde kuşaktan kuşağa aktarıldığını dile getirdi. Anahtarcılığın baba mesleği olduğunu dile getiren Bora, “Bu meslek babamın, dedemin mesleği. İşi onlardan öğrendik kolumuza altın bilezik taktılar. Yıllarca bize öğrettikleri en büyük şey en büyük zanaatın esnaflık olduğuydu. Kolay olmuyor tabi… Bir mesleği uzun yıllar sabır içinde devam ettiremiyorsan kendine de topluma da bir şey katamamışsın demektir. Şu an kış aylarında anahtar çekmekten çok kapıların güvenlik açısından düzgün çalışıp çalışmadığına dair kontrolleri, kilit bakımları ve hidroliklerinin tamiri gibi işlerimizde bir yoğunluk var” diye konuştu.

Her gün değişen ve gelişen teknolojinin anahtar sektörünü de etkilediğini dile getiren Bora, “Teknoloji sürekli gelişiyor, bilişim bu işin bir parçası. Mesela artık bir araç servisi oturduğu yerden arabayı çalıştırıp isterse kapılarını açıp kapatabiliyor. Zamanın yitirdiklerinden olmamak için çağdaş teknolojiye bizde ayak uydurmak zorundayız. Eskiden bir kilit ile kapı açılırken şimdi ise teknoloji sayesinde parmak izi ile açılabiliyor. Bizde yeni teknolojilerle kapı alarmları, güvenlik sitemleri ve oto anahtarları ile biraz daha ilerliyoruz. Belki 10 yıl sonra her şey dijitale dönecek kapıların üzerinde bir kilit dahi göremeyeceğiz. Kapılar göz retinası taraması ile ya da bir cep telefonu uygulaması ile açılabilecek bu duruma gelecek” dedi.

‘ARTIK ÇIRAK YETİŞMİYOR’

Anahtarcılık mesleğinin yavaş yavaş yok olduğunu dile getiren Bora, “Günümüzde artık çoğu mesleğin ustası kalmadı. Babam 75 yaşında bana mesleği öğreten insan Allah hayırlı ömürler versin ama o vefat ettiğinde bir usta daha yok olacak. Artık çırak yetişmiyor, şahsen ben yanımda çırak yetiştirmeye korkuyorum çünkü güvenli değil. Kimsenin evine bir çırağı ya da kalfayı gönderemez durumdayız hırsızlık gibi olaylar çok arttı. İnsanların can güvenliği bir kapı kilidinden geçiyor. Benim halkımıza tavsiyem evden çıkarken kapılarını 2 kere kontrol etsinler. Kapıyı çekip gitmek kapı kapalı anlamına gelmez, kötü olaylara yol vermiş olurlar. Yaptığım meslek ne kadar keyifli olsa da bir o kadar tehlikeli o yüzden bir kalfa çırak yetiştirmek zor günümüzde. Zannediyorum ki bizden sonra ki kuşakta anahtarcılık mesleği tamamen yok olacak. Bazen müşterilerden bir hayır duası almak bile yetiyorken, bazı durumlarda aşağılandığımız bile oluyor bir telle kapı açtığımızı sanıyorlar. Bilmiyor ki ben o kapıyı o telle açabilmek için bu mesleğe 40 yılımı vermişim” diyerek sözlerini noktaladı. Foto-Haber: Kamil İPEKLİ