Aksaray Milletvekili Turan Yaldır, TBMM kürsüsünden 2024 Yılı Enerji Ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı Bütçesiyle ilgili konuşma yaptı.
Dış ticaret açığının yarısının elektrik enerjisi üretimi için ithal edilen fosil yakıtlardan kaynaklı olduğunu belirten Yaldır, enerji açığı olan Türkiye’de yenilenebilir enerji yatırımlarının önündeki engellerin kaldırılması gerektiğini dile getirdi.
Yaldır; “Ülkemizin Kurulu elektrik üretim gücü 106 Bin Mega Watt’a ulaşmıştır. Kurulu gücümüzün yüzde 30’unu hidrolik enerji, yüzde 24’ünü doğalgaz, yüzde 20’sini kömür, yüzde 11’ini rüzgâr, yüzde 10’unu güneş, yüzde 2’sini jeotermal santraller oluşturmaktadır. Ulusal enerji planına göre yeni enerji santralleri yatırımlarına ihtiyaç vardır. Enerjinin hayat kadar önemli olduğu günümüzde, dışa bağımlılığı yenilenebilir enerji yatırımlarının önünü açarak minimum seviyeye indirmemiz gerekmektedir. 68 adet kömür santrali ile hem cennet vatanımızı zehirlerken hem de ciddi manada döviz açığı veriyoruz. 2010’da yüzde 7 seviyesinde olan ithal kömürün toplam elektrik üretimindeki payı, geçtiğimiz yıl %20’ye ulaştı. İthal kömüre bağımlılık, 2022’de Türkiye’nin kömür ithalatı faturasını iki katına çıkararak rekor düzeyde maliyeti beraberinde getirdi. İthal kömürün ülkemize faturası 5,3 Milyar $ oldu. EPDK’nın Eylül ayına ilişkin “Doğal Gaz Piyasası Sektör Raporu”na göre elektrik santrallerinde doğalgaz tüketimi 1 milyar 335 milyon metreküp oldu. Bu ithal ettiğimiz doğalgazın yarısını yakıp elektrik üretiyoruz demek. Yani evlerimizi balya balya dolar yakıp ateşinin ışığıyla aydınlatıyoruz. Türkiye’de geçen yıl 408 milyon m3 doğal gaz üretimi yapılmasına karşın 55 milyar m3 doğal gaz ithalatı yapılmıştır. Yani ülkemiz her seçim dönemi doğalgaz rezervleri bulundu yalanına rağmen halen yüzde 99 oranında doğalgazda dışa bağımlıdır ve geçtiğimiz yılın doğalgaz faturası 50 Milyar Doların üzerine çıkmıştır. 2022 yılında verdiğimiz dış ticaret açığın yarısını ithal kömür ve doğalgaz sebebiyle verdik. Paris İklim Anlaşması ve kapasite hedeflerine ulaşmak için yıllık güneş santrali kurulumlarının üç katına çıkması gerekiyor. Ancak ne bu kapasiteyi karşılayacak enerji altyapısına sahibiz ne de hükümetin kapasiteyi artırıcı yatırım yapmaya niyeti var gibi görünüyor. Bakanlığın ve EPDK’nın bürokratik prosedürleri de yatırımları olumsuz etkilemektedir. Ortalama bir Güneş Enerjisi Santrali kurulumu bir kaç ay sürer iken, resmi prosedürlerin tamamlanması 1 yılı aşmakta. Yatırımcılar EPDK’nın geçtiğimiz yıl aldığı haksız ve yanlış kararlar sebebiyle GES yatırımından imtina etmektedirler. EPDK, gece yarısı bir kararname ile dağıtım bedeli 5 katına çıkardı, maç oynanırken kural değiştirdi, kanun geçmişe yönelik işletildi ve ülkemizin öngörülebilirliğini azaltan bu kararlardan sonra yatırımcıların devlete olan güveni zedelendi. Tükettiğin kadarını satabilirsin yaklaşımı sonrası lisanssız GES yatırımcılarının bir kısmı yüksek enerji tüketen ısıtıcılarla tüketimini artırarak hakkını almaya çalışırken, kimi yatırımcılar ise kurulumu yapılıp devreye alınmayan, GES projelerinin çürümesini izlemektedirler. EPDK’nın aynı tarihte aldığı başka bir kararı ile Çatı tipi GES’lere bir başka darbe daha vurulmuştur. Her ay sonunda mahsuplaşma hesabı sonrası tüketim fazlası elektrikten dağıtım bedeli almamakta iken, yeni karar ile birlikte tüketim fazlası şebekeye verilen elektrikten lisanssız santrallere uygulanacak olan dağıtım bedelini almaya karar vermiştir. Alınan bu yanlış kararlar sebebiyle sadece GES yatırımcıları değil, tüm yenilenebilir ve temiz enerji yatırımcıları bu türden kötü sürprizlerle karşılaşma korkusu yaşıyor. EPDK güven erozyonuna uğramış, yatırımcılarımızın şevklerini kırmış, sektöre ilgiyi azaltmıştır. AB, 2050 yılında karbon nötr hedefine ulaşmak için cesaretlendirici ve teşvik edici mevzuatlar yayınlıyor. Yatırımlar için özel teşvikler ve hibeler veriyor, kredi imkânları neredeyse sıfır faiz ile sunuluyor. Tüm zor şartlara rağmen kendi olanakları ile ülkemize yatırım yapan yatırımcılarımız ise gece yarısı düzenlemeleri ile ciddi zararlara uğruyor. Kanada’da 2001’de hazırlanan enerji yönetmeliği bugüne kadar sadece 3 kez revize edildi. Ülkemizde ise enerji yönetmeliği 2013’ten günümüze 50 kez değiştirildi. EPDK ve Bakanlık yetkililerinden, aldıkları bu yanlış kararlardan vazgeçmelerini, mağdur yatırımcılarımız, ülke ekonomimiz ve doğamız adına talep ediyorum” diye konuştu. (Haber Bülteni)