Köşe yazıları

RAMAZAN VE AHİRET BİLİNCİ

Kıymetli Okurlarım, Birlik, beraberlik ve maneviyatın derinleştiği Ramazan ayının yavaş yavaş ortalarına doğru ilerliyoruz. Diyanet İşleri Başkanlığımız, her yıl bu ayın manevi ruhuna uygun bir tema belirlemektedir. Başkanlığımız, bu yılın..

RAMAZAN VE AHİRET BİLİNCİ

Kıymetli Okurlarım,

Birlik, beraberlik ve maneviyatın derinleştiği Ramazan ayının yavaş yavaş ortalarına doğru ilerliyoruz. Diyanet İşleri Başkanlığımız, her yıl bu ayın manevi ruhuna uygun bir tema belirlemektedir. Başkanlığımız, bu yılın temasını “Ramazan ve Ahiret Bilinci” olarak belirlemiş ve bu vesileyle, toplumumuzda daha derin bir manevi uyanışa öncülük etmeyi, dünyevi telaşlarımızın ötesine geçip ahiret bilincini geliştirmeyi hedeflemiştir.

Diyanet İşleri Başkanımız Prof. Dr. Ali Erbaş, bu temayı seçerken, dünyamızın ve özellikle Müslüman kardeşlerimizin içinde bulunduğu zorluklara dikkat çekmek istemiştir. Bu zorlukların en acı verici örneklerinden biri, maalesef Gazze’de yaşanan trajedidir. Başkanımızın, Gazze’nin yaşadığı insani krizi ve bu durumun Müslümanlar için ne anlama geldiğini, özellikle Ramazan ayının ruhu içinde ele alınması gerektiğini vurgulamaktadır. Prof. Dr. Ali Erbaş Hocamız, tüm Dünya’nın özellikle de Müslüman kardeşlerimizin kanayan yarası olmuş olan Gazze ile ilgili haykırışlarını sizlerle paylaşmak istiyorum:

“Gazze, yazıklar olsun ki bütün dünyanın gözleri önünde benzeri görülmemiş bir vahşete sahne olmaktadır. Hukuk, ahlak, vicdan, tüm insani değerler Gazze’de enkaz altında kalmıştır. Gözü dönmüş Siyonist katiller, aylardır Gazze’de soykırım suçu işlemektedir. Tahrif edilmiş bir inanç, sapkın bir ideoloji ve kirli bir siyasetten beslenen Siyonizm, bugün insanlık için en büyük tehlike en büyük tehdit haline gelmiştir. Bu tehdidi bertaraf edecek yeni bir uluslararası inisiyatife şiddetle ihtiyaç vardır. Dünya, yeni bir hukuk ve ahlak inşasına muhtaçtır. Zira bugün Gazze’de yaşananlar, mevcut haliyle uluslararası yapıların işlevsizliği bütün açıklığıyla ortaya çıkarmıştır.

Bu noktada önemle ifade etmeliyim ki İslam coğrafyalarında yaşanan zulüm ve trajedilere son verme sorumluluğu öncelikle Müslümanların omuzlarındadır. Gazze’nin kurtuluşu da Kudüs’ün, Mescid-i Aksa’nın özgürlüğü de Doğu Türkistan’ın felahı da Müslümanların vahdetine, birliğine, dirliğine, beraberliğine, dayanışmasına ve birlikte hareket etmelerine bağlıdır. İdrak edeceğimiz Ramazan ayının bu anlamda yeni bir uyanışa ve dirilişe vesile olmasını temenni ediyorum.”

Ramazan ve Ahiret Bilinci

Başkanlığın her yıl Ramazan ayında toplumsal duyarlılığı ve farkındalığı artırmak amacıyla önemli bir temayı kamuoyunun gündemine taşıdığını ve bu çerçevede hizmet, faaliyet ve müzakereler gerçekleştirmesi için bu yılın Ramazan temasını “Ramazan ve Ahiret Bilinci” olarak belirlediklerini ifade eden Başkanımız Ali Erbaş Hocamız, Ramazan ayı boyunca yapacağımız programlarla İslam’ın dünya ve ahiret dengesindeki hayat tasavvurunun daha iyi anlaşılmasını, iman, ibadet, ahlak ve değerler eksenindeki medeniyet mefkuresinin fert ve toplum boyutunda hayata hakim olmasını hedeflediklerini dile getirdi. Prof. Dr. Ali Erbaş, ölümsüzlük arzusunun geçmişten bugüne insanın hayat yolculuğunda daima belirleyici bir etkiye sahip olduğunu belirterek:

“Bütün yönleriyle geçici olan bir alemde böyle bir arzunun gerçeklik bulması mümkün değildir. Zira yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’in pek çok ayetinde göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunan her şeyin, kendilerine takdir edilen sınırlı sürenin dolmasıyla yok olacağı, son bulacağı bildirilmektedir. Hayatın dünyevi boyutunu sona erdirecek dehşetli bir günün, kıyametin ardından yeni bir boyut olarak ahiret hayatının başlayacağı haber verilmektedir.”

Sayın Başkanımız, konuşmasında bugün insanlığın en büyük imtihanı ve sorununun, kötülüklerin yayılmasının en büyük sebebinin insanların ahiret yokmuş gibi hareket etmesinden kaynaklandığına dikkati çekerek, ahiret bilincine sahip insanların mutlaka etrafına, çocuklara, gençlere bu hakikati ulaştırması gerektiğini vurguladı. Konuşmasının devamında:

Ramazan ayı, yeni bir başlangıç yapmak için eşsiz bir fırsattır.

“Nurlu gölgesi üzerimize düşmeye başlayan bu mübarek ay, iman-amel bütünlüğü içerisinde istikamet üzere devam edecek ideal bir hayata yeni bir başlangıç yapmak ve neticesinde ebedi saadet yurdunu kazanmak için eşsiz bir fırsattır. Zira bu kutlu zaman diliminin, her şeyden önce insanı fıtratına dönmeye ve nefis muhasebesi yapmaya yönelten, bununla birlikte inancın samimiyetle pekiştirilmesini, ibadetlerin muhabbetle kıvama kavuşturulmasını, hayatın güzel ahlakla tezyin edilmesini sağlayan manevi bir atmosferi vardır.”

Prof. Dr. Ali Erbaş, Ramazan ayını İslam’ın evrensel ilke, değer ve hakikatlerinin çocuklarla, gençlerle ve tüm insanlıkla buluşturulması hususunda elverişli bir imkân olarak gördüklerini aktararak,

“Çocuklarımızı teşvik edelim, isteklendirelim, destekleyelim”

“Özellikle çocuklarımızın zihin ve gönül dünyalarında ramazana dair tatlı hatıralar biriktirebilmeleri için anne-babalara büyük sorumluluk düşmektedir. Bu ayın manevi atmosferinden hakkıyla istifade edebilmeleri, ahlak ve karakterlerini Ramazan’ın merhamet ikliminde inşa edebilmeleri için çocuklarımızı teşvik edelim, isteklendirelim, destekleyelim.” ifadelerini kullandı.

Sayın Başkanımız, Diyanet İşleri Başkanlığının, çocukların, gençlerin ve kadınların Ramazan’ın manevi ikliminden, camilerin huzur veren atmosferinden azami derecede istifade edebilmeleri için titizlikle çalıştığının, cami görevlileri başta olmak üzere bütün hocaların, büyük bir heyecan ve samimiyetle bu güzel ana hazırlandığını kaydetti.

“Ramazan atmosferinin her anımızda hissedilmesine katkısı bağlamında bu durum bizim için elbette memnuniyet vericidir. Bu alanda samimiyetle hizmet üreten ve gayret gösteren herkesi takdir ediyorum, teşekkür ediyorum. Ancak, bu tür programlarda zaman zaman insanımızın teveccühünün suiistimal edildiğine, dini duygularının istismar edildiğine ve hatta ibadetlerin polemik konusu yapıldığına da şahit oluyoruz. Geçmişe göre epeyce azaldı bunu ifade etmek isterim ama son derece rahatsız edici bu durumun ve hiçbir faydası olmayan meseleleri gelişigüzel ekranlara taşıyarak az da olsa bu programların zihinleri bulandırdığını biliyoruz. Bunun büyük bir vebal olduğunu da ifade etmek isterim. Kur’an ve sünnet merkezli sahih bilgiyle insanımızı, gençlerimizi, çocuklarımızı süslememiz, onların zihinlerini, kalplerini bu şekilde doyurmamız gerekiyor.”

Prof. Dr. Ali Erbaş, dini konular konuşulurken konunun sunumundaki öneme de işaret ederek:

“İtidalden uzak, nezaket ve zarafetten yoksun bir üslupla din anlatmanın kimseye fayda sağlamadığı, sağlamayacağı açıktır. Sırf daha çok izlensin düşüncesiyle aykırı söylemlerde bulunmanın, sıra dışı tavır ve davranışlar sergilemenin toplumun din algısında büyük yaralar açacağı izahtan varestedir. Müslüman şahsiyetiyle asla bağdaşmayan bu tür yönelişlerden kesinlikle sakınılmalıdır, uzak durulmalıdır. Bu hususta hem milletimizin hem de medyada ve dijital mecralarda program yapan, çizen, paylaşımlarda bulunan kardeşlerimizin daha duyarlı olmalarını özellikle Ramazan ayı hatırına istirham ediyorum.

Ali Erbaş Hocamız, alışveriş ve yardım kartları, iftar, kumanya ve gıda paketleriyle, özellikle mazlum ve mağdur coğrafyalarda kurulacak iyilik sofralarıyla bu yıl 2 milyonun üstünde ihtiyaç sahibine ulaşmayı hedeflediklerini dile getirdi:

“Başta ülkemizin deprem bölgeleri olmak üzere mağdur kardeşlerimize ulaşmak ve dünyanın pek çok yerinde bir dilim ekmeğe, bir bardak suya muhtaç olan insanlara ulaşma noktasında Başkanlığımız ve TDV’miz birlikte hareket edecek inşallah. Bununla birlikte Kur’an ayı Ramazan boyunca ‘Hediyem Kur’an Olsun’ kampanyası kapsamında 6 dilde basımı yapılan 56 bin 500 Kur’an-ı Kerim’i, 27 ülkede Müslüman kardeşlerimize ulaştırmayı planlıyoruz.”

Prof. Dr. Ali Erbaş, ihtiyaç sahiplerine yardım ulaştırmak isteyen vatandaşların, Ramazan ayı boyunca zekât, fitre, fidye, alışveriş kartı, gıda paketi, hijyen paketi, temizlik paketi, iftar-sahur ve bayramlık bağışlarını “www.tdv.org” ve “bagis.tdv.org” adreslerinden yapabileceği gibi il ve ilçe müftülükleri, TDV şubeleri ve anlaşmalı bankalar aracılığıyla da yapabileceğini söyledi.

Bağışçıların tüm GSM operatörlerine bağlı faturalı ve faturasız hatlardan “FİTRE” veya “FİDYE” yazıp 2177’ye SMS göndererek de bağışta bulunabileceklerini bildiren Prof. Dr. Ali Erbaş, bir SMS ücretinin, bir fitre veya fidye bedeli olan 130 lira olduğunu belirtti.

Kıymetli Okurlarım, yukarıda konuşmasından bölümler aktardığım Diyanet İşleri Başkanımızın açıklamaları gerek Erbaş Hocamızın şahsında gerekse temsil ettiği Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bu konularda ki hassasiyetini açıkça ortaya koymaktadır. Teşkilat olarak amacımız, başta ülkemiz olmak üzere tüm Dünya Müslümanları için, Ramazan ayını, her türlü kirli düşünceden, yanlış ve çarpık dini söylemlerden arındırılmış, huzur iklimi oluşturulmuş bir zaman dilimine dönüştürmektir.

Bugünkü yazımı Sevgili Peygamberimizin bir hadisi ile bitirmek istiyorum:

“Nice oruç tutanlar vardır ki, orucundan kendisine kuru bir açlıktan başka bir şey kalmaz! Geceleri nice namaz (terâvih ve teheccüd) kılanlar vardır ki, namazlarından kendilerine kalan yalnız uykusuzluktur.” (İbn-i Mâce, Sıyâm, 21)

Rabbim hepimizi hakkıyla oruç tutanlardan eylesin … Selam ve Dua ile…

 

EMİNA BÜŞRA YILMAZER

YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)

ÜYE GİRİŞİ

KAYIT OL