Köşe yazıları

FITIR SADAKASI (FİTRE)

Kıymetli Okurlarım, Yüce Dinimiz İslam, insanlık tarihine son ilahi mesaj olarak gönderilen, bireysellikten öte toplumsal birlik ve beraberliği de büyük önem vermektedir. Dinimiz toplumun her kesimini kucaklayan, müminlerin hem sevinçlerini..

FITIR SADAKASI (FİTRE)

Kıymetli Okurlarım,

Yüce Dinimiz İslam, insanlık tarihine son ilahi mesaj olarak gönderilen, bireysellikten öte toplumsal birlik ve beraberliği de büyük önem vermektedir. Dinimiz toplumun her kesimini kucaklayan, müminlerin hem sevinçlerini hem de sıkıntılarını birlikte paylaşmalarını teşvik etmektedir. İslam’da bayramlar, yalnızca imkânı olanların değil, her kesimin bir araya gelerek kutladığı, içten bir dayanışma ve paylaşmanın yaşandığı müstesna zamanlardır. Bu anlayış, özellikle Ramazan ve Kurban bayramlarında, toplumun her bireyinin bayram sevincini yaşamasını hedeflemektedir. Bu doğrultuda, Ramazan Bayramı’nda verilen Sadaka-i Fıtır (fitre) ve Kurban Bayramı’nda ihtiyaç sahipleriyle kurban etinin paylaşılması, bu birlik ve beraberlik anlayışının en güzel örneklerindendir. Bugün, Ramazan ayına özgü önemli bir ibadet olan ve halk arasında genellikle fitre olarak bilinen Sadaka-i Fıtır’ı ele almak istiyorum.

FİTRE NEDİR?

 “Fıtr” kelimesi sözlükte “yaratmak, icat etmek; kesmek, yarmak, ikiye ayırmak” anlamlarını taşıyan “fatr” kökünden gelmekte olup oruç tutmanın sona erdirilmesi, yani iftar anlamındadır. Bu sebeple, Ramazan Bayramı’na İdü’l-Fıtr denmesinin yanı sıra, Ramazan ayını yaşamanın, onun mükâfat ve bereketinden faydalanmanın bir şükran belirtisi olarak verilen sadakaya Sadakatü’l-Fıtr (Sadaka-i Fıtır) adı verilir. Bu ifade, zamanla “fıtra” ve Türkçede daha yaygın olan “fitre” şeklinde kısaltılarak kullanılmaya başlamıştır.

Halk arasında fitre diye bilinen FıtırSadakası (sadaka-i fıtır); insan olarak yaratılmanın ve Ramazan orucunu tutup bayrama ulaşmanın bir şükrü olarak; dinen zengin olup Ramazan ayının sonuna yetişen Müslümanın, belirli kimselere vermesi vacip olan bir sadakadır (Nevevî, el-Mecmû’, 6/103-105). Sevgili Peygamberimiz bir hadisinde“Fıtır sadakası; kadın veya erkek, hür veya köle, büyük veya küçük her Müslüman’a vaciptir…” (Nesaî, Zekât/35; İbnMâce, Zekât/21) buyurmuştur.

KİMLER FİTRE VERMELİDİR?

Kimlerin fitre vermekle sorumlu tutulduğuna dair mezhepler arasında iki ayrı görüş bulunmaktadır. Hanefî mezhebi dışındaki diğer üç büyük mezhep, zekât için gerekli olan nisap miktarına ulaşmanın fitre için bir şart olmadığını görüşündedirler. Bu mezheplere göre, bir kişinin, ev, kişisel eşyalar ve temel yaşam ihtiyaçları haricinde, kendisi ve bakmakla yükümlü olduğu kişiler için bayramın gündüzü ve gecesi boyunca (yirmi dört saatlik süre zarfında) gereken yiyeceğin dışında bir fazlalığa sahip olması, fitre verme yükümlülüğünü gerektirir. Ancak Hanefî mezhebine göre, fitre yalnızca zekât vermekle yükümlü olan Müslümanlar için vaciptir.

Ergenlik çağına erişen Müslüman kadın erkeğin fitre vermesi gereklidir. Çocukların malları varsa velileri fitrelerini bu maldan öder; malları yoksa bakmakla yükümlü olan kimse çocuklara ait bu borcu kendi malından ödemek zorundadır. Yani kişi, kendisinin ve küçük çocuklarının fitrelerini vermekle yükümlüdür. Çünkü yukarıdaki hadisten de anlaşılacağı üzere, Hz. Peygamber (a.s), köle-hür, büyük-küçük, kadın-erkek her Müslümana fitrenin gerektiğini ifade etmiştir.

FİTRE KİMLERE VERİLEBİLİR?

Fitre, kişinin bakmakla yükümlü olmadığı yoksul Müslümanlara verilebilir.Fitre veren kimsenin bunlardan doğrudan ya da dolaylı olarak yararlanmaması esastır. Zekât için de aynı kural geçerlidir. Bu sebeple bir kimse zekâtını, fitresini kendi usûl ve fürûuna veremez. (Usûl, bir kimsenin anası, babası, dede ve nineleri; fürûu ise; çocukları, torunları ve onların çocuklarıdır.) Ayrıca eşler de birbirlerine zekât, fitre ve fidye veremez.
Hanefîler’e göre aşağıda sayılanlara fitre verilmez:

  1. a) Ana, baba, büyük anne ve büyük babalara,
  2. b) Oğul, oğlun çocukları, kız, kızın çocukları ve bunlardan doğan çocuklara,
  3. c) Eşine,
  4. d) Zengine yani temel ihtiyaçları dışında nisap miktarı mala sahip olan kişiye,
  5. e) Babası zengin olan ergen olmamış çocuğa,
  6. f) Fitre, Müslüman olmayana da verilemez.

Yukarıdakiler dışında kardeş, teyze, dayı, amca, hala ve onların çocukları, gelin, damat, kayınpeder ve kayınvalide gibi akrabalar ihtiyaç sahibi yani zengin değillerse kendilerine fitre verilebilir.

Fitre verecek kimselerin zekâtta olduğu gibi öncelikle bulundukları yerdeki fakirlerden ve fitre verilmesi sakıncalı olmayan yakınlarından başlamaları daha uygundur. Fitre verilecek kişilerden dindar ve güzel ahlâklı olanlarının tercih edilmesi mümkün olduğu gibi bu konuda yoksulluk derecesi de ölçü alınabilir. Fitreler bir fakire verilebileceği gibi birkaç fakire de dağıtılabilir.Bununla birlikte fitrenin bir kişiye verilen bir fitre miktarından az olmamasına, bir ihtiyacı karşılayacak miktarda olmasına da özen gösterilmelidir. Fitre fakirlerin dışında borçlular, yolda kalanlar, kalpleri İslâm’a ısındırılmak istenenler gibi zekâtın verileceği yerler olarak Kur’an’da belirtilen (Tevbe/60) diğer kimselere de verilebilir.

FİTRENİN MİKTARI NE KADARDIR?

 Fitrenin temel espirisi, bir kişinin bir günlük yiyecek-içeceğini karşılamaktır. Ülkemizde fitrenin miktarı her yıl Din İşleri Yüksek Kurulu’nca günün şartlarına göre belirlenmektedir. Başkanlığımız bu yılki fitre miktarını 130 lira olarak belirlemiştir. Fitrenin miktarında Sevgili Peygamberimiz daha çok insanın yardım etme zevkini tadabilmesi için fitre miktarı asgari ölçüde tutmuş ve ödeme kolaylıkları sağlanmıştır.

Unutulmamalıdır ki kurulun bu yıl için belirlediği bu miktar en asgari düzeydir.Kişiler verecekleri fitrelerinin miktarını belirlemede, kişinin bir günlük (iki öğün) normal gıda ihtiyacını karşılayacak miktarı ölçü alması daha uygundur. Zira rahmet kapılarının bu ayda yapılan iyiliklerin karşılığının katbe kat alınacağı bilinci ile hareket edilmelidir. Ayrıca her Müslüman belki de idrak ettiği son Ramazan olabileceğinin de farkında olmalıdır.

Fitre mal cinsinden verilebileceği gibi nakit olarak da verilebilir. Özellikle alışverişin değiş-tokuş usulüyle değil nakitle yapıldığı çağımızda fitrenin para olarak verilmesi daha uygundur.

FİTRE NE ZAMAN VERİLMEDİR?

Fitrenin vacip olma zamanı, bayramın ilk günü sabah namazından bayram namazına kadar olan süre içindedir. Fakat, İslam alimleri yoksulların çıkarını gözeterek, fitrenin bayrama birkaç gün kala verilebileceği görüşündedir.Hatta bu daha sevaptır. Çünkü fitrenin amacı, bir fakirin içinde yaşadığı toplumun hayat standardına göre bir günlük yiyeceğinin karşılanması suretiyle onun bayram sevincine iştirak etmesine katkıda bulunmaktır. Bu bağlamda, hadisler ve sahabe uygulamaları dikkate alındığında, önemli bir mazeret olmadığı sürece bu ibadetin bayram gününden sonra yapılmasının uygun değildir.

Kıymetli Okurlarım,

Dinimizde tıpkı diğer ibadetlerde olduğu gibi fitre de hem bireysel hem de toplumsal hem maddi hem de manevi derin anlamlar içermektedir. Bayramların bayram olabilmesi, sevinç ve coşkunun, toplumun her bir bireyi tarafından ortaklaşa yaşanabilmesine bağlıdır.Sadaka-i Fıtır (Fitre), toplumun dokusunu güçlendiren, herkesin bayramın saf neşesine katılmasını mümkün kılan bir köprü işlevi görmektedir. Bu özel günlerde, muhtaç olanların ihtiyaçlarının karşılanması yoluyla sosyal dayanışmanın ve paylaşmanın en güzel örneklerinden biri yaşanmaktadır. Fitre, yalnızca maddi bir yardım değil, aynı zamanda ruhların birbirine dokunması, toplumsal birlikteliğin ve kardeşliğin pekiştirilmesi adına yapılan manevi bir ikramdır.

Kim bilir, belki de bu kimilerimiz için son Ramazan, son sahur, son iftar… İnşallah Ramazan ayı içerisinde kendi imkanlarımız ölçüsünde, çevremizden başlayarak fitrelerimizi verelim. Rabbim bizleri hayırlısı ile birlik ve beraberlik içerisinde bayrama kavuştursun. Nice Ramazanlara ve bayramlara ulaşabilmek ümidi ve duası ile…

 

EMİNE BÜŞRA YILMAZER

YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)

ÜYE GİRİŞİ

KAYIT OL